Düşler Ovası Dediler Ki... Parov Stelar - Electro Swing Ondan Sorulur! Banshee - Karanlık Bir Kasaba Hikayesi The Time Traveler's Wife - Zaman Yolcusunun Karısı

30 Eylül 2011 Cuma

Daha Çok


Yazmayı silmekten, konuşmayı susmaktan, vişneyi kirazdan, tütün kolonyasını limon kolonyasından, suyu gazozdan, uyanmayı uyumaktan, papatyayı sardunyadan, baharı yazdan, mumu karanlıktan, müziği sessizlikten, siyahı beyazdan, sütlü tatlıyı şerbetli tatlıdan, ormanı çölden, tuzu şekerden, denizi karadan, hayvanları insanlardan, yürümeyi koşmaktan, sakinliği çılgınlıktan, Susam Sokağı'nı çıkmaz bir sokaktan, gülümsemeyi somurtmaktan, sükuneti asabiyetten, Arnavut kaldırımını asfalttan, mektubu elektronik postadan, lavanta kokusunu parfümden, akustik gitarı klasik gitardan, dereotunu maydanozdan, affetmeyi kinden, kavuşmayı özlemekten, domatesi salatalıktan, çocuk kalmayı büyümekten, 90'ları 2000'lerden, gerçeği yalandan, gökyüzünü yeryüzünden, besteyi güfteden, Türk kahvesini ecnebi kahvelerden, huzur vereni gönül alandan, mutlu etmeyi mutlu olmaktan, Galata Kulesi'ni Saat Kulesi'nden, Akdeniz iklimini karasal iklimden, bahçeli evi apartman dairesinden, kaseti cd'den, köyü şehirden, rakıyı şaraptan, kabak çekirdeğini ay çekirdeğinden, ev yemeğini hazır yemekten, romanı öyküden,  şükretmeyi şikayetten, sevmeyi nefretten daha çok sevdim.


10 Eylül 2011 Cumartesi

Stephen King - Gerilimin Büyük Ustası

Çocukluktan bu yana en sevdiğim yazarlardan biridir Stephen King. O'nu birçok yazardan farklı kılan ve tüm dünyada tanınmasını sağlayan şey, korkuyu ince bir işçilikle kitaplarına işleyip, okuyucuya ulaştırabilmesi. Günümüzde gerilim, kurgulaması hayli kolay ve kendini tekrar eden bir halde seyrederken; Stephen King'in aklının derinliklerinde yarattığı eşi, benzeri olmayan öyküleri, bugün O'nu zirvede tutmayı başarabiliyor.

Usta yazar Stephen Edwin King, 1947 yılında Portland, Maine'de doğdu. 1966 yılında kolejden mezun olarak Orono Maine Üniversitesi'ne girdi. Öğrencilik süresince okulun haftalık gazetesi The Maine Campus'te yazılar yazdı. Üniversiteden mezun olduktan sonra, 1971 yılında üniversitenin kütüphanesinde tanıştığı Tabitha Spruce ile hayatını birleştirdi. Öğretmen olarak iş bulamadığı için labaratuvarda çalışıyordu; bu dönemde bazı erkek dergilerinde yayımlanan hikayeleri büyük ses getirdi. Hamden Koleji'nde öğretmenliğe başladığı sıralarda, roman ve kısa hikayeler yazmaya devam ediyordu.

Stephen King'in ilk romanı Göz (Carrie) 1973'te yayınlandı. Roman ve hikayelerin yanı sıra senaryo da yazmaya başladı, ardından kendi çektiği filmlerde rol aldı. 1974'te Colarado'ya taşınan King, burada Medyum (Shining) adlı kitabını yayımladı, 1975'te ise tekrar Maine'e dönerek Mahşer'i (The Stand) yayımladı.

Stephen King, yazdığı birçok roman, öykü ve senaryo ile korku ve gerilimin en büyük ustalarından biri oldu. Yarattığı sayısız eserle birçok ödüle ulaştı, kısa sürede kitapları tüm dünyada en çok okunanlar arasına girdi. King, Türkiye'de de büyük bir hayran kitlesine sahip (ki ben de onlardan biriyim). Stephen King'i okuyucularla buluşturan Altın Kitaplar, O'nun sayesinde iyi satış rakamlarına ulaştı. Çağrı (The Dead Zone), Tepki (Firestarter), Kujo, Hayvan Mezarlığı (Pet Cematary), Sadist (Misery), Şeffaf (The Tommyknockers), Ruhlar Dükkanı (Needful Things), Yeşil Yol (The Green Mile), Rüya Avcısı (The Dream Catcher), O (It), Kemik Torbası (Bag of Bones), Karanlık Öyküler (Everything's Eventual) ve daha birçok kitabı Türkiye'de yayımlandı. 

Stephen King'i efsaneleştiren Kara Kule serisi ise başlı başına bir makale konusu. King'in fantastik dünyasında yarattığı Roland adlı son silahşörün "geçip-gitmiş" dünyanın kötü gidişatına son vermek için Kara Kule'ye, varlığın merkezine yaptığı maceralı yolculuğu anlattığı seri, şimdilik 7 kitaptan oluşuyor. 1982 yılında Kara Kule: Silahşör'ü (The Gunslinger) yazan King, ilerleyen yıllarda sırasıyla Kara Kule II: Üç'ün Çekilişi (The Drawing of the Three), Kara Kule III: Çorak Topraklar (The Waste Lands), Kara Kule IV: Büyücü ve Cam Küre (Wizard and Glass), Kara Kule V: Calla'nın Kurtları (Wolves of The Calla), Kara Kule VI: Susannah'nın Şarkısı (Song of Susannah) ve Kara Kule VII: Kule'yi (The Dark Tower) yayımlandı. Bu süreçte, başta ABD olmak üzere, dünyanın birçok yerinde fanatikler yaratan Kara Kule serisi, adına açılan sayısız site, bilgisayar oyunları, incelemelerle adeta bir fenomen haline geldi. Serinin sekizinci kitabı olan Kara Kule VIII: Anahtar Deliğinden Sızan Rüzgar (The Wind Through The Keyhole) 2012'de okuyucularla buluşacak.

Stephen King'in birçok kitabı, televizyon ve beyazperdeye uyarlandı. Golden Years, The Shining, Rose Red, The Dead Zone, Kingdom Hospital, Nightmares & Dreamscapes ve Haven ünlü televizyon dizileri arasına girdi.  The Shawshank Redemption (Esaretin Bedeli), The Green Mile (Yeşil Yol), Dreamcatcher (Rüya Avcısı), Secret Window (Gizli Pencere), 1408, The Mist (Sis) filmleri beyazperdede iyi gişe hasılatları elde etti. 

Tüm bu başarılardan sonra Stephen King'in ismi korku-gerilim ile birlikte anılıyor; bazı kişiler yazarın herkesinki gibi normal bir hayatının olmadığını, aksine hastalıklı bir ruh yapısına sahip olduğunu düşünüyor. Gerilim unsurlarını bu derece ustaca kullanan, ürkütücü betimlemeleri ve şaşırtan kurgulamalarıyla okuyucuyu oldukça etkileyen bu usta yazarın hayatının, ünlü olduğu sürece merak konusu olması son derece doğal.  Stephen King, yarattığı hayal dünyasında yaşıyor ve şahane eserler ortaya çıkarıyor. "Canavarlar gerçek, hayaletler de. İçimizde yaşıyorlar, ve bazen, onlar kazanıyor." derken son derece haklı aslında. Kendini canavarlara, hayaletlere, doğaüstü canlılara inandırmayı başaramamış bir yazarın, okuyucuyu inandırması nasıl beklenebilir ki! Stephen King, tüm meraklı bakışlara, eleştirilere bakın nasıl bir yanıt veriyor: "Bazıları benim korkunç bir kişi olduğumu düşünüyor! Hiç de bile! Bende bir çocuk kalbi var: Masamda ve bir kavanozun içinde..."



9 Eylül 2011 Cuma

Dediler Ki...

"Ve üzüntün geçtiğinde - çünkü zaman bütün acıları iyileştirir- beni tanıdığına memnun olacaksın. Daima benim dostum olarak kalacaksın. Benimle birlikte gülmek isteyeceksin. Ve zaman zaman, sadece bunun için gidip pencereyi açacaksın... Gökyüzüne bakarken güldüğünü gören arkadaşların buna çok şaşıracaklar. Sen de onlara: “Ah, evet, yıldızlar beni hep güldürürler” diyeceksin. Onlar da senin deli olduğunu düşünecekler. Görüyorsun, sana ne kadar kötü bir oyun oynadım...”   Antonie de Saint-Exupéry - Küçük Prens, 1943

"Zamanın iki yüzü var, dedi kendi kendine Hayyam, iki boyutu; uzunluğunu güneşin seyri belirliyor, kalınlığını ise tutkular."   Amin Maalouf - Semerkant, 1988

lümcül düşüncelerini hafifletirdi bir insanın varlığı belki. Belki de anlatmaya çalıştın birilerine. Kim bilir? Anlatamadın; belki o insanın yüzüne bakar bakmaz anlatmanın yararsızlığını gördün..."   Oğuz Atay - Tutunamayanlar, 1971

"Birbirine çarpan iki elin sesini biliriz. Ya çarpan tek bir elin sesi nedir?"   J. D. Salinger - Dokuz Öykü, 1948



LinkWithin

Related Posts with Thumbnails

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı