Düşler Ovası Dediler Ki... Parov Stelar - Electro Swing Ondan Sorulur! Banshee - Karanlık Bir Kasaba Hikayesi The Time Traveler's Wife - Zaman Yolcusunun Karısı

20 Ekim 2012 Cumartesi

Dediler Ki...

"Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor. Bunun sebebi herhalde "bu böyle olmayabilirdi!" düşüncesi, yoksa insan mukadder telakki ettiği şeyleri kabule her zaman hazır."   Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna, 1943

"Hayat size beklentilerinizin çok ötesinde bir düş sunduğunda, sona geldiğinizde üzüntü duymanız mantıklı değildir."   Stephenie Meyer - Alacakaranlık, 2005

"Ben bağımlıları takdir ederim. Herkesin kör bir kaza kurşununa veya ani bir hastalığa kurban gitmeyi beklediği dünyada, bağımlıların yolun sonunda kendilerini neyin beklediğini bilmek gibi bir lüksü vardır. Nihai kaderin kontrolünü biraz olsun eline almıştır ve bağımlılığı sayesinde ölüm sebebi büsbütün sürpriz olmaktan çıkmıştır."   Chuck Palahniuk - Tıkanma, 2001

"Unutmak bir mezar kazmak, unutulması gerekenleri oraya gömmek ve üstüne işaret koymamaktır."   İnci Aral - Unutmak, 2008


6 Ekim 2012 Cumartesi

Goran Bregović - Balkan Müziğinin Efsanesi

Müziğin dili, dini, milleti olmadığını en güzel şekilde anlatabilen insanlardan biri Goran Bregović. Bestelediği şarkılar, film müzikleri ile yalnızca Balkanlarda değil, tüm dünyada çok seviliyor. Balkan müziği deyince akla ilk olarak o geliyor; hüznün ve neşenin bir arada bulunduğu Balkan müziği, Bregović ve orkestrasıyla bir başka türlü hayat buluyor.

Goran Bregović, 1950 yılında Saraybosna'da doğdu, Sırp anne ve Hırvat babanın çocuğuydu. 16 yaşında konservatuardaki keman eğitimini yarıda bırakarak Bijelo Dugme grubunu kurdu. Grup, daha sonra Yugoslavya'daki en ünlü gruplardan biri olacaktı. 1974'de ilk albümlerini yayınladılar. 1978 yılında film müziklerine el attı, ancak herkes tarafından tanınması ve izleyiciyi müziğiyle 12'den vurması 1988 yılında Çingeneler Zamanı ile olacaktı. Emir Kusturica'nın başyapıtı Çingeneler Zamanı, en az senaryosu kadar müzikleri ile de damga vuran bir film oldu. Ederlezi rüzgarı bugün hala ülkemizde de esmeyi sürdürmekte.

Bregović'in film müzikleri Çingeneler Zamanı ile sınırlı kalmadı; Arizona Rüyası, Yeraltı filmlerinde de Emir Kusturica ile çalışmaya devam etti ve efsane şarkılara imza attı. Son olarak da, 2008 yılında gösterime giren Can Dündar belgeseli Mustafa'nın müziklerini de yaptı.

Goran Bregović, ülkemizde de çok sevilen bir müzisyen. Birçok şehirde konser verdi, şarkıları Türkçe olarak çeşitli sanatçılar tarafından seslendirildi. 1997 yılında Sezen Aksu ile çalıştığı Düğün ve Cenaze albümünde çalıştı, birlikte bugün hala dinlemeye doyulamayan şarkılara imza attılar. 

İzmir'de 8 yıldır düzenlenen Balkanlılar Halk Dansları Festivali'nde dün gece 2. defa konser verdi Goran Bregović. Kordon'da, çimlerin üstünde binlerce kişi onun şarkılarıyla dans etti. Deyim yerindeyse kurtlarını döktü konsere gelenler. Orkestra çalıp söyledikçe müziğin dilinin önemi kalmadı, herkes ritimlere kapıldı, gitti. Ederlezi'nin ezgileri yükseldiğindeyse, hep bir ağızdan bu ağıta eşlik edildi, Çingeneler Zamanı'nın sahneleri canlandı gözümüzde. Goran Bregović ve orkestrası dün gece İzmirlilere unutulmaz bir gece daha yaşattı, Balkanların rüzgarı dün gece körfezde tatlı bir esinti bıraktı.



2 Ekim 2012 Salı

Hollaback İstanbul

Birinin siz sokakta yürürken arkanızı kolladığını bilseniz nasıl hissederdiniz? Sokakta rahatça, özgürce ve korkusuzca yürümek nasıl olurdu acaba? Bugün dünyada da, ülkemizde de milyonlarca insan bunun nasıl bir duygu olduğunu bilmiyor. Sokak tacizleri bilhassa kadınların hemen hemen her gün başına gelen ve maalesef çoğu zaman karşı koyulamayan, insanın bir anda hayat enerjisini emebilen çirkin bir şey.


İşte Hollaback bunun önüne bir nebze olsun geçebilmek için kurulmuş bir oluşum. 2005 yılından beri dünyadaki birçok kadının derdini anlatabildiği, tacizcilerin ifşa edilebildiği bir sanal oluşum. Burada sokak taciziyle ilgili her konu tartışılıyor, tavsiyeler verilebiliyor ve mağdurlara yardım için organize olunabiliyor. Hiçbir şey yapmamaktan çok daha iyi değil mi?

Hollaback oluşumu dünya şehirlerinde yavaş yavaş yayılırken, dünyanın en büyük ve kalabalık şehirlerinden biri olan İstanbul için de harekete geçilmesi kaçınılmazdı. Türkiye'de sokak tacizlerinin en çok yaşandığı şehirlerden biri olan, özellikle turistlerin aynı oranda sıklıkla tacize uğradığı şehir olan İstanbullu kadınların arkasında artık Hollaback İstanbul var.

Hollaback İstanbul adresinde kadınlar hikayelerini paylaşıyor, tacize uğradıkları yerleri işaretleyerek hemcinslerini uyarıyor, kısacası sessiz kalmamayı tercih ediyorlar. Tacize uğramak çoğu zaman karşılığını veremediğiniz, sizi içten içe yiyip bitiren bir durum haline dönüşebiliyor. Üstelik kolluk kuvvetleri karşısında her zaman ispatlanabilir bir durum olmamasından dolayı mağdurların çözüm için harekete geçmesi pek mümkün olmuyor.

"Ee bunun ne faydası var? Ceza mı alacak yani tacizciler?" diyenler çıkabilir. İnanın, cezayı geçelim, bazen sadece birine anlatabilmek, birinin desteğini alabilmek bile çok faydalı olabiliyor. Hiçbir şey yapamayıp, sessiz kalmaktan kat be kat iyidir. Zaten burada amaç -çok klişe olacak belki ama- farkındalık yaratmak. Üstelik küçük çaplı çözümler bile bulunabilir, mesela bu videodaki gibi:



http://canimizsokakta.com/
http://istanbul.ihollaback.org/
http://www.ihollaback.org/


LinkWithin

Related Posts with Thumbnails

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı