Düşler Ovası Dediler Ki... Parov Stelar - Electro Swing Ondan Sorulur! Banshee - Karanlık Bir Kasaba Hikayesi The Time Traveler's Wife - Zaman Yolcusunun Karısı

1 Haziran 2011 Çarşamba

Önce Kendin Ol Kadın!

Ben artık "bu dünyaya çocuk getirmek istemiyorum, çünkü..."cülerle konuşmak istiyorum. Neden hayallerimiz sadece giyeceğimiz gelinlik modeli, evleneceğimiz adamın tipi, işi, parası ve doğuracağımız çocuk sayısıyla kısıtlı? Yapacak daha iyi bir şeylerimiz yok mu sahi? Okulu bitirip apar topar yüzük takan tipler, şu yüzyılda fazla demode kalmadı mı sahi kuzum? Hadi, bu hassas konu için son derece amiyane bir tabir olan "demode" lafını kaldıralım, gerçekten hayalleriniz burada mı bitiyor? Ya da tüm hayaller burada mı başlıyor diye sorsam, daha doğru olacak sanırım.

Bu dünya için iyi bir şey yapmadan aile kurmak, çoğalmak... Yaşadığımız şu çağda teknoloji hariç başka hiçbir şey iyiye gitmezken, yarın ne olacağını düşünmeden, hiçbir şey yapmadan, kötü gidişe dur demeye yeltenmeden çocuk sahibi olanları ve dünyasını tamamen bunun etrafında döndürenleri kafam almıyor artık benim. Her şey çok güzelmiş gibi, aşktan gözünü kör edip, hem kendisini hem de karşısındakini kısıtlayan kimseleri anlayamıyorum, çok üzgünüm. Hele daha yolun başındayken kendini kocasına ve çocuğuna adayan kadınları hiç anlamıyorum!

Kadının işi salt üremek değil, üretmek de var doğasında. Önce üretip, kendimizi çoğaltmamız lazım. Zaten bu dünyaya geldiğinde hayata 1-0 yenik başlayan cinsiyetimizi bir adım öteye taşımak için potansiyel gücümüz varken, neden evlere tıkılıyoruz, daha gencecikken, görecek çok şey varken kucağımıza bir bebek alıyoruz? O'nu büyüteceğin dünya için, kendi geleceğin için bile henüz bir şey yapmamışken, anne olmanın manası ne? Okulunu bitirip hiçbir şey yapmayan ya da kariyerinin en güzel noktasında her şeyi bırakıp "evinin kadını, çocuklarının anası" olan kadın! Silkelen ve kendine gel! Önce kendin olman gerek, kendini bulman gerek. Önce yenilere yer açmak gerek, tıkandık, sıkıştık kaldık bu dünyada, farkında mısınız? Bencil olmayın bu kadar, kendiniz için bir şey yapın ama sağlam bir şey, başkaları için de olsun aynı zamanda. Bir zincirin halkası olun, toplumun yani, salt kurduğunuz şirin ailenizin değil. Ben kadının rolünün arttırıldığı bir toplumda her şeyin daha iyi gideceğine inananlardanım. Erkek egemen toplumların artık bir işe yaramadığının farkına varanlardanım, üstelik tam anlamını bilmeden sürekli yanlış kullandığınız feminizmle de alakam yok.  

Yapacak çok şey var, gidilecek çok yer, görülecek çok şey. Önce bir oturun, düşünün. Çıkın şu adamların/kadınların eteğinin altından. Erkeklere pek bir şey söylemeye gerek yok aslında, daha çok kadınlaradır laflarım. Kim olduğunuzun, bu dünyaya gerçekten neden geldiğinizin farkına varın. Yalnız üremeyin, yemek pişirmeyin, çamaşır, bulaşık yıkamayın, başka şeyler de yapın, iyi şeyler. Vücudunuzu metalaştırmayın, seks objesi olmayın, kadın olun, gerçek kadın. Bunları söylemesi bile zor, inanın; yapması daha da zor farkındayım ama imkansız değil. Bir gün dünya daha iyi bir yer olacak. O zaman kucağınızda bebeğinizle, sizi seven anlayışlı kocanızla çok mutlu olursunuz. Ama önce bir şeyler yapın, uzaklaşın sığlardan.


4 yorum:

  1. ben kadınım. çok eksiğim var ama gene de fena sayılmam. iyi yemek yaparım, temizlik yapmaya bayılırım, hayvanlara aşığım, onlara çok iyi bakarım. ütüyü sevmem ama sorun da etmem. hesaplı alışveriş yapar, neyin vitaminli olduğunu bilirim. börek sarar, buzluğa atarım, misafiri aç koymam.çiçekleri sular, çamaşırı yıkar, arada bir de toz alırım. ama en çok...en çok çalışmayı severim ben. yeni hazırladığım bir sunumda, görüştüğüm yeni bir müşteride, zorlandığım bir projede, her seferinde acılar içinde kendimi yeniden doğurur, yenilenirim. kocam mı? o benim yol arkadaşım, kankam, hokkabazım, "aşk"ım! ve tabi bir de çocuk...olmasa da olur, belki bir gün olur, belki olursa iyi olur, belki olmasa da yeterli kalırız. her aşk evlilikle, her arkadaşlık dostlukla, her evlilik de çocukla sonuçlanmaz. ben belki böyle de iyiyimdir, kendimi daha kaç defa doğuracağımı kim bilebilir?

    YanıtlaSil
  2. Canım Çiğdem, ne güzel yazmışsın... Yazıyı tamamlamış adeta yazdıkların....

    YanıtlaSil
  3. Bence çocuk isteğini bu kadar acımasızca etiketlememek lazım. Çocukla da herşey yapılabilir, yapılıyor da.
    Okulu bitirip hayata atılacakken sevdiğin insanla birlikte yaşamaya başlamak da gayet makul bir istek. Evlilik ve çocuğun kadını eve hapsettiği, gelişimini durdurduğu eskimiş bir gerçek. İnsan sevdiği kişi ile birlikte iken de gelişebilir, üretebilir, değişebilir, değiştirebilir; üremek istemesi de onu demode yapmaz. Asıl anneliğin kadını küçük bir dünyaya hapsettiği günler eskide kaldı, o durum demode. Ha anne olup dünyasını şirin ailesi ile sınırlayan, ilgi alanı çocuklarla ilgili siteler, ve bloglar haline gelen kadınlar yok mu? Var, hem de fazlasıyla. Ama yargılanması gereken günümüzde içi boş insan tavrıdır, kadın veya erkek. Evlilik (veya birliktelik) ve çocuk sahibi olma durumu değil.

    YanıtlaSil
  4. Aslında benzer şeyleri söylüyoruz hemen hemen. Ben yazımda boş içlerini salt koca-çocuk-anne üçgeninde dolduranlardan bahsetmek istedim, ki yazıda da bunu açıkça ifade ettiğimi düşünüyorum. Acımasızca demişsiniz, eğer herkesi kastetseydim evet, bu acımasızca olurdu. Ama bahsettiğim konunun çerçevesini çizdim, herkese değildir sözüm.

    Fikirleriniz benim için çok değerli, paylaştığınız için teşekkür ederim...

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı