Uyarı: Birazdan okuyacağınız bu yazı yüksek dozda ukalalık içermektedir.
Evet, ben takıntılıyım. Türkçeyi doğru kullanma, doğru yazma konusunda fena halde takıntılıyım. İlköğretimi bitirdiysen, ortaöğretimi bitirdiysen, üniversite okuyorsan hele bir de, doğru yazacaksın kardeşim! İster resmi bir kâğıt olsun, ister içinizi döktüğünüz bir blog sitesi, isterseniz de bir paylaşım sitesi. Doğru yazın mutlaka! Dilimiz bize miras değil mi? Öyle öğretilmedi mi bize? Ee, o zaman neden düzgün yazamıyoruz? Neden yanlışlarımızı giderme konusunda yaşımızla doğru orantılı gelişemiyoruz? Biz neden Türkçeyi bilmiyoruz?
Susuyorum, susuyorum ama vallahi gördükçe sinirlerim tepeme çıkıyor! Yahu bütün eğitimlerini tamamlamış bir insan, görgülüyüm, bilgiliyim diye geçinen bir insan, bağlaç -de,-da ekini kelimeye bitişik yazıp, bir de -te,-ta şekline nasıl çevirir? Aklım almıyor benim...
Bu yazıyı, Türkçede en çok yapılan yanlışları gözler önüne sermek için adadım. Ben bildiğimi anlatacağım kardeşim! İster ukalasın deyin, ister başka bir şey. Susamıyorum, anlatacağım.

Önce en çok yanlış yazılan kelimelere bir göz atalım. Sanıyoruz ki, şivemiz gereği ağzımızdan çıkan sesler, kelimede de o şekilde geçiyor. Hayır, değil! Açın, bakın imla kılavuzuna Allah aşkına, değil! Herkes kelimesi mesela, bir bakıyorum "herkez" yazıvermişler. Korkunç! Yahu, nerede gördün o 'z'yi? Sonra yanlış kelimesi var mesela, o da dilin tembelliğinden dolayı ağızdan çıktığı gibi "yalnış" şeklinde yazılıyor. Bir de bu kelimeye karşıt bir kelime var, sıkça yanlış yapılıyor, o da: Yalnız. Bazılarınca "yanlız" diye yazılabiliyor, yanlış! Türkçede 'l' ve 'n' seslerinin yan yana gelmesi dili zorlayıcıdır. Bu yüzden ağızdan çıkan sesleri duyduğumuz şekilde yazmak gibi bir gaflete kapılıyoruz, nasıl da çirkin duruyor ama, yapmasak keşke! Şimdi bir de çikolata meselesi var. "Çukuluta" falan değil o işte. Bildiğin çikolata! Teknolojik terimler girdi bir de hayatımıza, içlerinde boğuluyoruz adeta. "Şarz" denmez mesela, şarj'dır o, yabancı bir kelimedir ama olsun, Türkçe'ye böyle geçmiştir. "Çünki" diye bir şey yoktur mesela, çünkü'dür doğrusu. Saymakla bitmeyecek o kadar çok şey var ki, en sık kullanılanlardan aklıma gelenler bunlar şimdilik.
Gelelim şu ayrı-bitişik yazma meselesine. Asıl beni delirten mevzu. Önce tipik kelimelere bir göz atalım. En çok kullandığımız günlük kelimeler 'şey'li kelimeler, bizim kurtarıcımız adeta! Bir şey ayrı yazılır, nokta. Araya koy boşluğu, bu kadar. Doğrusu bu, doğru yaz, üşenme, öğren. Vallahi ben böyle yapıyorum, hiç üşenmiyorum. Açıyorum, bakıyorum doğrusuna, oh içim rahat! Her şey de ayrıdır. "Birşey", "herşey" diye yazılmazlar, yanlış. Görüyorum, bazen 'an'lı kelimeler de yanlış yazılıyor. Bir an doğrusu, "biran" değil. O zaman başka anlama geliyor. Şu an doğrusu,"şuan" değil. İkisi ayrı yazılması gereken ve tek başına anlamı olan kelimelerdir. Biraz kelimelerin yazımına mantıkla yaklaştığında, kelimenin doğrusunu bulacaksınız zaten. Bulamazsanız da, imla kılavuzu var, TDK var, internet var, hemen bulabiliyorum ben, çok basit!
Şimdi gelelim asıl meseleye; bağlaçların ayrı, iyelik eklerinin bitişik yazılmasına. Bağlaç -ki'nin yazılışları herkesin kafasını çok karıştırıyor. Bitişik yazılanlar, sıfat anlamındakiler mesela: Parktaki, masadaki vs. İyelik zamiri anlamındaki -ki de bitişik yazılır: Seninki, onunki gibi. Bazı kalıplaşan sözcüklerde de -ki eki daima bitişiktir: Oysaki, mademki, illaki, halbuki, sanki vs. Zaman bildiren anlamda -ki de bitişik yazılır: Akşamki, sabahki vs. Ayrı yazılan -ki bağlaç anlamında olanlardır, kullanıldığı cümle içinde cümleleri, yan cümleleri bağlar: Öyle ki, elbette ki, tabii ki, nasıl ki, demek ki, ta ki, ne var ki, sen ki gibi daha birçok örnek...
Sırada -de, -da'nın ayrı yazımı var; hiç bilmediğimiz, hiç dikkat etmediğimiz, beni en çok delirten yanlış! Ek olan -de, da bitişik yazılır sadece. Bulunma hali olduğu durumlarda bitişik yazacaksınız bu kadar basit: Evde, geçenlerde, sende vs. Cümleyi bağlayan, vurgu yapan -de, -da ayrı yazılır. "Bırakıp da gittim." derken, sen "bırakıpta" yazan arkadaşım, beni çok güldürüyorsun, yapma! Yahu Türkçede nerede gördün o yazımı? Ağzından öyle çıkıyor diye, kağıtta da öyle yazacak değil ya! Doğrusu budur, böyle yaz. Bağlaç olan ile ek olan -de, -da'yı ayırmanın mantıksal ve çok kolay bir yolu var. Cümle içinde kullandığınızda, cümleden çıkarın; eğer cümle anlamsız kalıyorsa o -de, -da bitişik yazılacaktır. Ama çıkardığınızda anlamını yitirmiyorsa ayrı yazılacaktır, öyle bitiştirip bir de sertleştirmeye çalışıp -te, -ta yazıp aptallık yapmaya gerek yok, doğrusu böyle! "Okumayı da öğrendim, yazmayı da." Çıkarın bu cümleden -da'yı, anlamını çok da yitirmiyor değil mi? O zaman aynen böyle ayrı yazacağız. 'Dahi' anlamında kullanılan -de, -da'yı ayrı yazacağız. Diğer bütün ekler ismin hali eklerindendir, bitişik olacaktır kelimeye.
Ben doğru yazarsam, beni okuyan da doğru yazacak, ben buna inanıyorum. Türkçeyi yabancı kelimelere kurban ettiğimiz şu çağda, korumak ve kollamak bizim elimizde. Hele ki, şu yaşa gelmişsek, eğitim almışsak, yanlış yazmak bir utançtır bence. Ben yanlış bildiğim her kelime için utanıyorum, uğraşıp, araştırıp düzeltiyorum. Herkesin de utanması ve düzeltmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu yazıyı da "aklıma mukayyet" olmak için yazıyorum.
Doğru Türkçe için ben varım, siz de var mısınız?
http://www.tdk.gov.tr/