Düşler Ovası Dediler Ki... Parov Stelar - Electro Swing Ondan Sorulur! Banshee - Karanlık Bir Kasaba Hikayesi The Time Traveler's Wife - Zaman Yolcusunun Karısı

21 Mayıs 2010 Cuma

Bir Hüzün Kaplar İçimi, Sezon Finalini Görünce

Yazın gelmesinin tek kötü yönü belki de, sonbahar-kış sezonundaki gibi kaliteli sinema ve televizyon projelerinin olmayışıdır. Medya patronları, sinemacılar, yaz gelince, herkes sanki 7/24 tatildeymişçesine davranırlar; alın bu kıytırık programlarla, dizilerle, filmlerle idare edin, derler bir nevi. Hal böyle olunca, mayıs ayı geldi mi önce ligler biter, futbol, basketbol, voleybol vs. heyecanı sona erer, ardında bir bir sevdiğimiz diziler veda eder ekrana. Bir dahaki sezon dönüp dönmeyecekleri de meçhuldür çoğunun ama yine de yarin yolunu bekler gibi bekleriz; sonbaharda dökülen yaprakların altında buluşmak sözüyle...


Aynı adlı romandan televizyon dünyasına taşınan The Vampire Diaries, ilk birkaç bölümde seyirciyi yokladıktan sonra hızlandı, atak yaptı ve kısa sürede iyi bir izleyici kitlesi elde edip CW'nin en sevilen dizilerinden biri olmayı başardı. Sinemada tozu dumana katan Twilight serilerinden sonra vampirlerle ilgili projeleri seven ve nefret edenler olarak izleyiciler ikiye bölünmüşler gibi duruyor. Diziyi izlemeyen kitle de zaten önyargılı olanlar. Ne yazık ki ben bu görsel şölene kayıtsız kalamadım ve vampirlerin büyülü dünyasına kendimi bıraktım. The Vampire Diaries sezon finalini geçtiğimiz perşembe 22. bölümüyle yaptı. Sezon finali kelimenin tam anlamıyla bir görsel şölendi ve ardında bir sürü soru işareti ve heyecanlı izleyici bırakarak yeni sezonda buluşmak üzere veda etti. Ben kaçırmayın derim; çünkü dizi sadece konusu açısından değil, aynı zamanda müzikleri açısından da ilgi çekici. Bilindik vampir özellikleri burada da işleniyor ama özgün hikayesi masalsı bir anlatımla oldukça iyi bir televizyon dizisi haline getirilmiş, tavsiye ederim.


CW'nin kıdemli dizilerinden biri daha: Supernatural. Ha bitti, ha bitecek derken yapımcılar ve kanal, 6. sezona devam etme kararı aldı. İyi de oldu aslında, henüz Winchester kardeşlere veda etmeye hazır değildim; ki eminim bütün Supernatural sevenler de benim gibi düşünüyorlardır. Sam ve Dean Winchester kardeşler, anne ve babasının yolundan gidip dünyadaki ne kadar ucube, hayalet, yaratık varsa onları avlamaya, insanlığı kurtarmaya and içtiler. Tabi bu tipik korku filmlerini aklınıza getirmesin, onlardan çok daha güzel, çok daha içe işleyebilen ve görsel efektler açısından çok daha kaliteli. Sezonların ilerlemesiyle işler biraz daha karıştı ve basit yaratıklardan, hayaletlerden çok dini meselelere el attılar; şimdi çok daha heyecanlı bu yüzden. Sezon finali de önemli ve oldukça heyecanlıydı. Winchester kardeşler bir yol ayrımına geldi, 6. sezon şimdi çok daha iyi olacak gibi duruyor. Fantastik hikayelere benim gibi bayılanlar için tavsiye edilir.


V'den, nam-ı diğer The Visitors'tan daha önce ayrı bir yazı olarak bahsetmiştim. 18 Mayıs'taki etkileyici finaliyle V, ekranlara veda etti. Dönüp dönmeyeceği başta belli değildi, önce birkaç bölüm yayınlandı, sonra ara verildi, gelen reytinglerden sonra devamına karar verildi ve 12. bölüme kadar gelindi. Uzaylılarla insanlığın imtihanı 89' yılında ekranlara gelmişti ilk defa. Ziyaretçiler adıyla Trt'de de yayınlanmış, büyük bir ilgi görmüş, bazı kült sahneler izleyenlerin aklına kazınmıştı. Yapımcılar yeniden çekme kararı aldıklarında, eskisinin tadını bulamayacaklarını ancak yeni çekim teknolojileriyle diziyi daha farklı bir boyuta taşıyabileceklerini düşünüyorlardı ki nitekim de öyle oldu. V, en az eskisi kadar etki yaratmış vaziyette dünyada. Abc bu yüzden de yeni sezonda devam etmeye karar verdi, bizleri sevindirdi.


Gossip Girl, son 3 senedir Amerika'nın en çok izlenir dizilerinden biri olmayı başardı. Diziyle aynı addan uyarlanan romanın New York Bestseller seçilmesinin de buna katkısı oldukça büyük tabi ki. Skandallarla dolu Doğu Yakası, zengin hayatlara ve zengin New Yorklu gençlerin oyunlarına konu olmakta. Entrika, aşk ve heyecanla örülü olayları, dedikoducu bir kızın tüm sırlarıyla ortaya çıkarmasıyla birlikte işler her sezon daha fazla karışmakta. Gossip Girl, dünyada çok izlenmekle kalmadı, kendine ait bir moda yarattı. Diziyi izleyenlerin çoğu, modayı takip edebilmek için izlediğini itiraf ediyor. 3. sezon finaliyle Gossip Girl, ekrana veda etti. Oldukça heyecanlı geçen 22. bölümün ardından, eminim herkes benim gibi merakla 4. sezonu beklemeye koyuldu. Chuck Bass, Blair Waldorf, Serena Van Der Woodsen, Dan Humphrey, Nate Archibald ve diğerlerini bakalım gelecek sezon yine ne entrikalar bekliyor.

Eee, her güzel şeyin bir sonu vardır demişler. Biz de dişimizi sıkıp, yeni sezonlar için sonbaharı beklemeye devam edeceğiz. Bu arada, yaz için birkaç proje vardır belki mini dizi tadında, ki geçen sezon Harper's İsland 13 bölümle beni benden almış, yazıma renk katmıştı. (şiddetle ve ehemniyetle tavsiye ederim) Bu yaz da böyle güzel birkaç proje bekleriz izleyenler olarak. Evet, yeni sezonda, sonbaharda, sarı yapraklarla görüşmek dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı